Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ; Avrupa ülkelerinin, terör örgütlerinin ve Türkiye’nin içerisinde legal siyaset yapan partiler ve medya organlarının seferber olup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bulunduğu yerden indirmek istediklerini belirterek buna güçlerinin yetmeyeceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ; Avrupa ülkelerinin, terör örgütlerinin ve Türkiye’nin içerisinde legal siyaset yapan partiler ve medya organlarının seferber olup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bulunduğu yerden indirmek istediklerini belirterek buna güçlerinin yetmeyeceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Yozgat’ın Saraykent ilçesinde temel atma ve toplu açılış törenine katıldı. Bozdağ burada yaptığı açıklamada, Avrupa başta olmak üzere bazı kesimlerin 2019 hesapları yaptığını ifade etti. Türkiye üzerine oynanan oyunların bozulmaya mahkum olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Milletimiz hukukuna, kardeşliğine, birliğine kendisi gibi olanlara, iktidarına, sandıkta verdiği reyine yaptığı dualarla sahip çıktı. Bütün tuzaklar bugüne kadar olduğu gibi inşallah bundan sonrada ne tür tuzaklar olursa olsun bozulacaktır. Bozulmaya mahkumdur. Herkes hesap yapıyor. 2019’un hesabını yapıyorlar. Dikkat ediyorsanız şimdiden Cumhurbaşkanımızı 2019’da kaybettirmek istiyorlar. Milletimizi ve devletimizi kaybettirmek AK Parti’yi kaybettirmek için Avrupa’nın bütün ülkeleri seferber olmuş. Başka ülkelerde seferber olmuş. Uluslararası örgütler seferber oldu. PKK, FETÖ, DEAŞ seferber olmuş. Yetmiyormuş gibi Türkiye’nin içerisinde legal siyaset yapan partiler ve başka medya organları ve başkaca guruplar da seferber olmuş. Dikkat edin başka ülkeler var, örgütler var, terör örgütleri var, başka organlar var hepsi bir araya gelmiş acaba Türkiye’nin cumhurbaşkanını bulunduğu yerden nasıl aşağı indiririz diye kavgasını, mücadelesini veriyorlar. Buradan söylüyorum indiremeyeceksiniz. Gücünüz yetmeyecek. Çünkü bu hareket ve bu hareketin lideri, bir mühendislik sonucu ortaya çıkmış, siyasi aktör ve lider değildir. Gazetelerin manşetleriyle millete pazarlanmış birisi hiç değildir” dedi.
CHP İŞLER KÖTÜYE GİTTİĞİNDE ZİL TAKIP OYNAYACAK HALE GELİYOR
Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) işler kötüye gittiği zaman adeta zil takıp oynayacak hale geldiğini söyleyen Bozdağ, “Hükumet ne zaman dara girse Türkiye ne zaman sıkıntıya girse ülkemizde vatandaşımızı sıkıntıya sokan bir hadise olsa nasıl keyif aldıklarını görüyorsunuz. Bunu çok net anlıyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Bir ülkede siyaset yapanlar kendi ülkesi sıkıntıya girdiğinde iktidara halk kötü gözle baksın diye ülkesi sıkıntıya girsin diye uğraş verir mi? Vermez. Ama bunlar veriyor. Yahu bu iktidardan kurtulalım da ekonomimiz batsın yok olsun diye sevinir mi bir ülkenin has samimi insanı. Herhangi bir siyasi lider bunu istemez. Ama bu ülkede maalesef plan, program, proje ortaya koyamayanlar Türkiye’nin felakete sürüklemesinden kriz ve kaos ortamında ortamına sürüklenmesinden kendilerine ikbal arayışı, ikbal devşirmesi içerisindeler. Bu büyük bir alçaklıktır. Bu ülkeye, bu millete, bu devlete ihanettir, kabul edilemez bir şeydir. Kendi ülkesine insanlar gelmesin diye bas bas bağıran bir ana muhalefet lideri olabilir mi? Alman Focus dergisine, ’Türkiye güvenli bir ülke değildir’ diye açıklama yapıyor. Önce itiraz ediyor, sonra Focus dergisi yalanlayınca, ’biz metni gönderdik, onayını aldık, sonra yayınladık’ dedikten sonra da, ’ben bunu her yerde söylüyorum, Türkiye’de gazetecilere, televizyonlara bunu söylüyorum. Her yerde söylediğimi onlara söyleyince mi kıyamet kopuyor’ anlamında açıklamalar yapıyor ve hala aynı şeyi söylüyor. ’Türkiye güvenli bir ülke değildir’ diyor. Niçin söylüyor? Türkiye’ye turistler gelmesin, başka ülkelerin halkları, Türkiye’nin özgür, güvenli bir ülke olduğuna dair algılarını değiştirsin, Türkiye’de özgürlük ve güvenlik yok desinler ve Türkiye’ye selam vermesinler. Böyle bir ihanet olabilir mi? Bunu söyleyen beyefendiler Ankara’dan İstanbul’a 25 gün yürüdüler. Madem Türkiye’de güvenlik yoktu da 25 gün Ankara’dan İstanbul’a nasıl yürüdünüz? Sizin can emniyetiniz, mal emniyetiniz, nasıl sağlandı? Hiçbirinizin burnu kanamadan o kadar yolu nasıl yürüdünüz sormazlar mı size? Saraykent’te güvenlik mi var mı, Yozgat’ta var mı, Ankara’da var mı, İstanbul’da var mı, Diyarbakır’da, Edirne’de Kars’ta var mı? Var. Bugün Berlin, Washington, Paris, Londra, ne kadar güvenliyse, Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Yozgat da o kadar güvenli bir ülkedir, o kadar güvenli şehirlerdir. Ama maalesef iktidar mücadelesini kendi ülkesini karalayarak yapmayı şiar edinenler ülkesini karalamaktan medet umar hale gelmişlerdir. Bunlara cevabın en güzelini hep beraber 2019’da vereceğiz” ifadelerini kullandı.
’15 YILDA TÜRKİYE’DE BÜYÜK DEĞİŞİMLERE İMZA ATTIK’
Saraykent’teki temel atma programının ardından Yozgat’ın Sorgun İlçesi’nde Bahçeşehir Koleji Kampüsü’nün açılışını yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, hükümet olarak bilim, sanayi ve teknoloji alanında Türkiye’nin gelişmesine çok büyük katkılar sağladıklarını söyledi. Bozdağ, “15 yıl içerisinde yaptığımız çalışmalar neticesinde Türkiye’de büyük değişimlere imza attık. 2002’de Türkiye’de 379 bin 211 derslik vardı, ama şu anda 667 bin 117 derslik var. Nereden nereye. İlköğretimde 181 bin 320, ortaöğretimde 40 bin 110, yaygın eğitimde bin 77, eğitime destek projeleri kapsamında 47 bin 89 olmak üzere 14 yıl içerisinde 269 bin 596 dersliği milletimizin hizmetine sunduk” dedi.
‘PETROLÜ, MADENİ OLAN ÜLKELERİN GÜÇLÜ OLMADIĞINI GÖRÜYORUZ’
Eğitimin beşikten mezara kadar herkezin, devletin hayatına, milletimizin geleceğine yön veren en önemli iş olduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bütün milletler, bütün devletler en büyük önemi eğitime veriyorlar. Suçla mücadele bakımından, bilimden, sanattan ileri gitme bakımından, teknoloji, gelişme, dönüşme bakımından da hangi açıdan bakarsanız bakın, eğitime yatırım yapanlar daima güçlü olmuşlardır. Bugün dünyanın güçlü ülkelerine baktığınız zaman petrolü olan, madeni olan ülkelerin güçlü olmadığını görüyoruz. Eğer öyle olmuş olsa, bazı Arap ülkelerin, Afrika ülkeleri dünyanın en güçlü ülkeleri olduğunu söylememiz gerekirdi. Amam malasef söyleyemiyoruz. Kan var, gözyaşı var, terör var. Petrol var, ama o petrolün zenginliğini halka yansımamış hali var. Güçlü ülkelere baktığınız zaman, bilgilere daha çok sahip olan ülkeler olarak görüyoruz. Bilgiyi teknolojiye dönüştüren ve buradan ürettikleri ile dünyaya yön veren en güçlü ülkeler olduğunu görüyoruz.”