Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında “15 Temmuz İşgal Girişimi” konulu konferans düzenlendi.
Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında “15 Temmuz İşgal Girişimi” konulu konferans düzenlendi.
Üniversite Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı Recep Sevgili, Yozgat İdari mahkemesi Başkanı Şener Alpaslan Zarıçlar, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Prof. Dr. Tansel Hacıhasanoğlu, Prof. Dr. Yusuf Hıdır ve Üniversite Genel Sekreteri Doç. Dr. Mustafa Kocakaya, daire müdürleri sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri fakülte dekanları ve çok sayıda öğretim elemanı katıldı.
Üniversite Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Mumyakmaz’ın moderatörlüğünde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gazi Turgut Aslan’ın konuk konuşmacı olduğu konferansta 15 Temmuz İşgal Girişimi gecesinde yaşanılanlar anlatıldı.
15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen 253 vatandaşımızı, rahmet ve minnetle anarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gazi Turgut Aslan darbe gecesinde hain terör örgütü tarafından rehin alındığını ve yediği kurşunla öldü sanılarak bırakıldığını söyledi.
Aslan konuşmasında: “15 Temmuz akşamı, ilk anormallik hissettiğimde, dönemin Jandarma Harekat Komutanı Arif Çetin paşa ile görüşmek üzere, Jandarma Genel Komutanlığına gittim. Nizamiyedeki şahıslar bana “yurtta sulh konseyi yönetime el koydu, Arif Paşa’nın yetkisi yok, sizi içeri alamayız” dediler. Böyle bir şey yapamayacaklarını, izin vermeyeceğimizi söyleyince, Albay Erkan Öktem’in talimatıyla, beni ve korumalarımı rehin aldılar. Ellerimizi ters kelepçe ile gözlerimizi bezle bağladılar. Bu şekilde sabah saatlerine kadar rehin tutulduk. Onlara “Yarın yüz yüze bakacağız, yanlış yapıyorsunuz” dedim. Tuvalet talebinde bulundum, “seni öyle bir yere göndereceğiz ki tuvalet ihtiyacın olmayacak” dediler. Bulunduğumuz yerden çatışma seslerini duyuyordum. Epey zaman sonra telaşlandıklarını fark ettim. Bizi alıp farklı bir yere götürdüler. Burada korumam Hasan Gülhan’ı şehit ettiler, beni de kafamdan vurdular. Öldü diye bıraktılar.”dedi.
Terörle Mücadele Daire Başkanı olarak FETÖ’nün ana hedeflerinden biri olduğunu belirten Aslan, FETÖ’nün adli yönden bir terör örgütü olduğuna dair düzenlediği rapordan dolayı hedef gösterildiğine vurgu yaptı. Aslan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “FETÖ, örgüt olarak deşifre olduktan sonra, adli yönden terör örgütü olarak tescillenmesi için, somut delillere dayanan bir rapor yazılması gerekiyordu. Ayrıca bu raporun, yetkili yargı mercilerince verilecek kararlara ışık tutması gerekiyordu. Ancak örgüt, o zamana kadar, devlet içindeki yapılanması sayesinde, deşifresine yönelik tüm çalışmaları boşa çıkarmayı başarmıştı. Hatta bu tür çalışma içerisine giren kamu görevlisi, basın mensubu veya vatandaşı, çeşitli kumpas ve iftiralarla kötü durumlara düşürmüştü. Dolayısıyla pek çok görevli, böyle bir çalışmanın içerisinde bulunmak istemiyordu. Biz TEM’de göreve geldiğimizde Sayın Cumhurbaşkanımız, o dönem Başbakan sıfatıyla bu çalışmayı yapmamız konusunda beni talimatlandırdı. Ben ve ekibim FETÖ’nün silahlı bir terör örgütü olduğunu ortaya koyan bir rapor hazırladık. Bu raporu, adli mercilerimize sunduk. Devam eden yargılamalar sonunda FETÖ’nün silahlı bir terör örgütü olduğu tescillendi. Tüm bu gelişmeler sonrasında, örgütün infaz edilecekler listesine dahil edilmişim. 15 Temmuz sonrası örgütten ele geçirilen dökümanlarda bu durum ortaya çıktı”.
FETÖ terör örgütünün milletin kutsalını, inancını sömürdüğünü ve milletin en hassas noktasına kadar sızdığını dile getiren Aslan ,40 yılı aşkın süre boyunca planlanarak, ülkemizin anahtarını teslim etmek isteyen işbirlikçi hainlere aziz milletin tokadının ağır olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğiyle, mücadelenin kesintisiz devam ettiğine dikkat çeken Aslan: “Tabii ki 40 yılı aşkın süredir yapılanan ve mensuplarının büyük çoğunluğu maalesef vatandaşlardan oluşan bir örgütü, kısa zamanda söküp atmak zor ama etkisizleştirdik. Sonuna kadar da mücadelemizi devam ettireceğiz. 8 yıl önce, Sayın Cumhurbaşkanımız, hakkı gasp edilmeye çalışılan halkın kendisini meydanlara davet etti. Kurumlarımıza sızan hainleri vasıtasıyla yönetime el koymaya çalışan FETÖ Terör Örgütüne karşı bu millet iradesine sahip çıkarak canı pahasına hakkını almıştır. Büyük Türk milleti, FETÖ’nün eli kanlı teröristlerine karşı benzersiz bir direniş göstermiştir. Milletimiz, birlik ve beraberlik ruhu ile neler yapabildiğini o elim gecede ve sonrasında tüm dünyaya haykırmıştır” diye konuştu.
Salondaki gençlere seslenen Aslan: “Sizler gibi gözleri ışık saçan gençleri karşımda görmek, beni çok ümitlendiriyor. Bugün eminiz ki, emaneti gönül rahatlığıyla sizlere teslim edebileceğiz. Sizler ülkenize sahip çıktıkça ve uyanık oldukça devletin hiç bir kurumuna, hiç bir hain sızamayacak ve işbirlikçilerine vatanımızı teslim edemeyecekler. Atalarımızın mirası bayrağımızı sizler de sonsuza dek dalgalandıracaksınız. İlimle, irfanla, kültürle, sporla, sanatla donanarak ve çalışarak iyi birer vatandaş olacağınızdan şüphemiz yoktur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Bütün ümidimiz gençliktedir”. Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyor, öğrenci kardeşlerimi gözlerinden öpüyorum” dedi.
Üniversite Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Mumyakmaz ise 15 Temmuz darbe girişiminin hem 1960 ve 1980 darbeleri ile olan sosyo-politik bağlantısı hem de bu darbelerden ayrılan yönleri üzerinde durdu. Konferansın sonunda Üniversite Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gazi Turgut Aslan’a ve Üniversite Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Mumyakmaz günün anısına plaket takdim etti./