Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Yozgat Milletvekili Ethem Sedef, Milli Eğitim alanında en büyük sorunun öğretmenlerin durumu olduğunu belirterek, sözleşmeli öğretmenliğin güvencesiz bir sistem olduğunu söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Yozgat Milletvekili Ethem Sedef, Milli Eğitim alanında en büyük sorunun öğretmenlerin durumu olduğunu belirterek, sözleşmeli öğretmenliğin güvencesiz bir sistem olduğunu söyledi.
Milletvekili Ethem Sedef, Mecliste, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde MHP grubu adına yaptığı konuşmada, eğitim ve tarımın yanı sıra mühendislerin de sorunlarına değindi.
Sedef, konuşmasında şunları kaydetti: “Öğretmen açığı Türkiye’de eğitim sisteminin kalitesini zedelemektedir. Bakanlık bünyesinde yüzde 11’e yakın norm kadro açığı bulunduğunu Bakan Bey Plan Bütçe sunumunda açıkladı. Türk Milli Eğitim sisteminin en büyük sorunlarından olan öğretmen açığı ve atanamayan öğretmenler meselesi eğitim sistemimizin akıbeti açısından düşündürücüdür
Atanamayan öğretmenlerin tamamının kademeli olarak atanmasını sağlayacak şekilde kadro ihdası yapılması gerekmektedir. 2011’de kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına tekrar geçilmiştir.
Bunun tekrar başlatılması geçmişte yaşanan mağduriyetlerin yine yaşanmasına sebep olabilecektir.
Sözleşmeli öğretmenlik güvencesiz bir sistemdir. Sözleşmeli öğretmen istihdamıyla amaçlanan kalkınmada öncelikli yörelerdeki öğretmen ihtiyacının karşılanması ise; bu sorunun çözümü sözleşmeli öğretmen istihdamı yerine, ekonomik teşvik ve benzeri yöntemlerle bu bölgelerde çalışma cazip hâle getirilebilir. Aynı öğretmenler odasında, özlük hakları farklı öğretmenler oluşturuluyor. Bu yöntem geçmişte de denendi ve verim alınamadığı gerekçesiyle vazgeçildi. Bu sebeple sözleşmeli öğretmen istihdamından vazgeçilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan öğretmenlerimize maaş karşılığı dışında, girdikleri ders saati ve tuttukları nöbet için ek ders ücreti ödemesi yapılmaktadır.Her ne kadar öğretmen maaşlarına ek olarak girdiği ders saatine göre ödeme yapılsa da ek ders alımı belirli bir saate kadar uyarlanmış ve sınırlandırılmıştır. Bu konuda bir esneklik sağlanması, yaptığı işin karşılığını alamayan öğretmenlerimizin en azında ek ders ücretleri konusunda biraz daha desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
DEVLETTE DEVAMLILIK ESASTIR
Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı Fakıbaba’nın bakanlık döneminde açıkladığı “Biz görevimizi yapıyoruz ziraat mühendisi, veteriner hekim ve gıda mühendislerinin istihdamı için 9 Şubat 2018 de 10 bin 551kişinin Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığı ailesine katılmasına yönelik gerekli kuruluşlara yazılarımızı yazdık. Bir şey söylüyorsak doğrudur’’ sözlerini hatırlatan Milletvekili Sedef, devlette devamlılık esastır.”dedi.
Sedef konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir diğer konu ise ziraat mühendisi, veteriner hekim ve gıda mühendislerinin atama problemleri. Bu kişilerin istihdam edilmesine sadece bir işsizlik ve istihdam sorunu olarak bakamayız. Bu konu aynı zamanda hükümetin gıda güvenliğine yaklaşımını da ortaya koymaktadır. Söz konusu gençlerimiz gıda güvenliğini artırmak ve daha sağlıklı ürünlerin üretilmesine, tüketilebilmesine imkân tanımak için eğitim almıştır. Devlette devamlılık esastır; devlet milleti için vardır. Bu açıklamadan sonra umutlanan mühendis kardeşlerimiz bir an önce somut adımlar beklemektedir.”
ÇİFTÇİLERİMİZ GİRDİ MALİYETLERİNİN YÜKSEK OLMASINDAN ŞİKAYETÇİ
Tarımda herkesin şikâyetçi olduğu en büyük sorunun yüksek girdi maliyetleri olduğunu vurgulayan Sedef, “Ürettikçe zarar eden çiftçi girdi fiyatlarındaki artışa yetişemeyince üretimden kaçmaktadır. Bu nedenle Türkiye birçok tarım ürününü ithal ederken arazilerimiz ise boş durmaktadır.Tarımsal üretimdeki bu yüksek girdi fiyatları nedeniyle üretim maliyetleri yükselmekte, Türk çiftçisi yabancı ülkelerin üreticileriyle rekabet edememektedir. Çiftçimizi desteklememiz, köylerimizin boşalmasını engellememiz gerekmektedir. Seçim Bölgem Yozgat’ta bu durumu canlı canlı yaşıyoruz. Köylerimiz boşalıyor. Şehir merkezleri ve büyükşehirlere yaşanan bu göçü durdurabilmenin yolu da tarımdaki yüksek girdi maliyetlerini düşürmek olacaktır. Çiftçimize sağladığımız mazot desteği yerine, tarımda kullanılan mazot, özel tüketim vergisinden muaf tutulsa olmaz mı? Bizce, tarımda kullanılan mazotun özel tüketim vergisinden muaf tutulması, şuan var olan mazot desteğinden daha fazla çiftimize katkı sağlayacaktır. Üretim maliyetlerinin düşürülmesinde öncelikle yapılacak olan üretimin temel girdileri ( mazot, gübre, ilaç, tohum, fide, fidan, yem ve tarımsal elektrik) üzerindeki vergi yükü kaldırılmalıdır. Tarımsal destekler artırılarak devam etmelidir.”ifadelerini kullandı.