Yozgat Müftü Vekili Süleyman Eroğlu, Fitrenin ramazan ayı içerisinde, bayramdan önce verilmesinin gerektiğini söyledi.
Yozgat İl Müftü Vekili Süleyman Eroğlu, yaptığı açıklamada bu yıl fitre miktarının 15 TL olduğunu hatarak, borcundan ve asli ihtiyaçlarından başka nisab miktarı veya onun değerinde parası olan Müslümanların Sadaka-i fıtır (fitre) vermesinin vacip olduğunu belirtti.
Eroğlu, şunları kaydetti: “Fitrenin bayram dan önce verilmesi iyidir. Bayram günü veya daha sonra da verilebilir ama esas olan ramazan içerisine verilmesidir ki fakirin eline ulaşsın onlarda ramazan ve bayram sevincine ulaşsınlar. Fitre orucun kabul edilmesine, ölümün şiddetinden ve kabir azabından kurtulmaya vesile olur. Varlıklı Müslümanlar fitre vermek suretiyle fakirlere bayram sevincini tattırırlar. Böylece hem borcunu ödemiş hem de sevap kazanmış olurlar. Zekat kimlere verilirse fitre de onlara verilir. Bir özürden dolayı ramazanda oruç tutmayanlar da nisab miktarı paraya sahip iseler fitrelerini vermekle yükümlüdürler.”
Çok düşkün ve hasta olup da ramazandan sonra da oruç tutamayacak olanların da fidye vermeleri gerektiğini kaydeden Eroğlu, “ Fidye miktarı da fitre miktarıdır. Bir aylık fitre vermek suretiyle fidye verirler. Geçici hastalığı veya yolcu olanlar orucu ramazandan sonra tutamadıkları oruç sayısınca kaza ederler. Zekat ise yılın her günü verilebilir. Zekatın da ramazanda verilmesi daha sevaptır. Zekat İslam’ın 5 şartından biridir. Yine borcundan ve temel ihtiyacından fazla nisap miktarı olan herkesi için dini zenginlik 80.18 gram altın veya ona denk mal ve paradır. Bunu geciktirmeden vaktinde vermek gerekir. Özürsüz olarak geciktirirse bu büyük günahtır. Toplumdaki düşkün, yardıma muhtacı gözetmek zenginlerin bir görevidir. Toplumda geçimini temin edemeyip fakir insanlar varken, varlıklı kimselin bunlarla ilgilenmemesi düşündürücüdür. Dolayısıyla fakirlerin dertleriyle ilgilenmek varlıklı kimselerin görevidir. Hem de olgun mümin olmanın göstergesidir. Peygamber efendimizin, ‘Komşusu açken kendisi tok yatan olgun bir mümin değildir’ hadisi şerifi vardır. Bizi yaratan yaşatan Allah bize nasıl pek çok nimet vermiş ise, bizde bunların bir bölümünü yoksul ve muhtaçlar vererek onların sıkıntılarını gidermekle görevliyiz. Böylece zekatını veren, mümin, hem ihtiyaç sahibinin sıkıntısını gidererek, toplumu huzursun eden sosyal bir rahatsızlığı tedavi etmiş hem de Allah’ın rızasına ermiş ve insanların sevgisini kazanmış olur. Neticede herkesin birbirine sevgi, saygıyla davrandığı karşılıklı olarak güven duyduğu kıskançlıkların ortadan kalktığı ve sosyal dayanışmanın en güzel bir şekilde uygulandığı huzurlu bir toplum meydana gelmiş olur.” diye konuştu.