Diyanet İşleri Başkanlığı vadesiz mevduat hesaplarıyla ilgili yöneltilen bir soruya “Herhangi bir faiz getirisi olmayan vadesiz mevduat hesapları, faize dayalı açılan vadeli mevduat hesaplarıyla aynı kapsamda değerlendirilemez.
Diyanet İşleri Başkanlığı vadesiz mevduat hesaplarıyla ilgili yöneltilen bir soruya “Herhangi bir faiz getirisi olmayan vadesiz mevduat hesapları, faize dayalı açılan vadeli mevduat hesaplarıyla aynı kapsamda değerlendirilemez. Bununla birlikte vadesiz mevduat hesabına yatırılan paranın faiz gibi dinen meşru olmayan işlemlerde kullanılması da söz konusu olabileceğinden, bu hususta meşru seçenekler olduğu sürece, zorunluluk olmadıkça paranın böyle bir hesapta tutulması dinen uygun değildir” diye cevap verdi
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu bankalardaki vadesiz mevduatlara ilişkin fetva verdi.
Diyanet’in sitesinde yer alan bilgilere göre bir vatandaşın “Bankaların vadesiz mevduat hesaplarına para yatırmanın dini hükmü nedir” sorusuna şu şekilde cevap verildi: “İstenildiğinde çekilmek üzere para yatırılan ve herhangi bir faiz getirisi olmayan banka hesaplarına ‘vadesiz mevduat hesabı’ denir.
Herhangi bir faiz getirisi olmayan vadesiz mevduat hesapları, faize dayalı açılan vadeli mevduat hesaplarıyla aynı kapsamda değerlendirilemez. Bununla birlikte vadesiz mevduat hesabına yatırılan paranın faiz gibi dinen meşru olmayan işlemlerde kullanılması da söz konusu olabileceğinden, bu hususta meşru seçenekler olduğu sürece, zorunluluk olmadıkça paranın böyle bir hesapta tutulması dinen uygun değildir”
‘Promosyon faiz şüphesinden tümüyle uzak değil’
Diyanet daha önce de banka promosyonlarının caiz olup olmadığı yönündeki soruya şu cevabı vermişti: “Bankaların, kamu veya özel sektörde çalışanlara, çalıştığı kurumlar tarafından maaşlarını kendilerinden almayı tercih etmeleri karşılığında vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekle birlikte faiz şüphesinden de tümüyle uzak değildir. Bu itibarla, temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanların bu parayı kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kullanmamaları; bilakis ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri uygun olur”