Yozgat Bozok Üniversitesinde, kenevir esaslı yapı malzemesinin diğer yapı malzemeleriyle arasındaki farkın ortaya çıkarılabilmesi amacıyla kampüs alanı içerisinde farklı malzemelerden 5 ayrı prototip yapı inşa edildi.
Yozgat Bozok Üniversitesinde, kenevir esaslı yapı malzemesinin diğer yapı malzemeleriyle arasındaki farkın ortaya çıkarılabilmesi amacıyla kampüs alanı içerisinde farklı malzemelerden 5 ayrı prototip yapı inşa edildi.
Son zamanlarda stratejik bir tarım ürünü olarak ülke gündeminde yer alan kenevirin üretiminin yaygınlaştırılması için bilimsel çalışmalara yönelen ve “Endüstriyel Kenevir” alanında ihtisas üniversitesi olan Bozok Üniversitesi tarafından kenevirin bütün biyokütlesinin ekonomiye kazandırılması adına Kenevir Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde 200’ün üzerinde akademisyen 70 proje ile bilimsel çalışmalarına devam ediyor.
Tekstilden otomobil sektörüne, inşaat malzemelerinden kozmetik sektörüne, biyokütle yoluyla enerji sektöründen gıda sanayine kadar bir çok kullanım alanı bulunan endüstriyel kenevirin ekonomiye kazandırılması amacıyla Üniversitemizde, kenevir esaslı yapı malzemesinin diğer yapı malzemeleriyle arasındaki farkın ortaya çıkarılabilmesi amacıyla kampüs alanımız içerisinde farklı malzemelerden 5 ayrı prototip yapı inşa edildi.
Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünde geliştirilen ve deneme amaçlı kenevir esaslı yapıların oksijen geçirgenliği, karbondioksit süzme yeteneği, ses, ısı ve diğer yalıtım özellikleri gözlemlenerek, ölçümler yapılacak.
Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ beraberinde Rektör Yardımcısı ve Kenevir Araştırmaları Koordinatörü Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Akın, Genel Sekreter Prof. Dr. Uğur Kölemen ve öğretim elamanları ile birlikte kenevir esaslı binalarda incelemelerde bulundu.
Rektör Karadağ, 2020 yılı başı itibariyle Bölgesel Kalkınma Odaklı Endüstriyel Kenevir alanında ihtisas üniversitesi olan Yozgat Bozok Üniversitesi’nde kenevir enstitüsünün kurulmasına bağlı olarak disiplinler arası çalışmaya başladığını söyledi. Tekstilden otomobil sektörüne, inşaat malzemelerinden kozmetik ürünlere, enerji sektöründen gıda sanayine kadar birçok alanda kullanılan kenevirin bütün biyokütlesinin ekonomiye kazandırma süreçlerinin başarı ile yönetildiğine dikkat çeken Karadağ, “Endüstriyel kenevir bir taraftan yüksek lisans ve doktora tezlerine konu olurken, diğer taraftan da buradan elde edilen bilgiler sahada uygulanmaya başladı. Bunların en önemlilerinden bir tanesi de Mühendislik Mimarlık Fakültemiz İnşaat Mühendisliği bünyesinde hocalarımızın yürüttükleri ısı yalıtımına ilişkin projedir. Mevcut yapı malzemelerinin de kullanıldığı malzemelerle karşılaştırmalar yapılacak. Radyasyon tutma özelliği de dahil olmak üzere çok çeşitli binaların içerisindeki oksijen ve karbondioksit oranları ölçülecek. Şu anda kullanılan mevcut yapı malzemeleri petrol esaslı ürünler olduğu için binalarımız maalesef nefes alamıyorlar. Bunların testleri yapılacak ve akabinde kamuoyu ile paylaşılacak. İnşaat alanında Türkiye’nin alternatif hammaddesi tuğla ve benzeri, yapılar ve dış cephe yapı malzemesi de başta olmak üzere kenevir esaslı ürünler piyasada yakın zamanda yer alacaktır. Bu sayede de inşaat sektöründeki maliyet hesaplarının düşmesine ve bazı ürünler temelinde dışa bağımlı olmaktan kurtulacağımız anlamına geliyor. Üniversitemiz bünyesinde yaptığımız bilimsel çalışmalarla piyasada kullanılabilecek özellikli 11 çeşit kozmetik ürünler yaptık. Bunlar inşallah yakın zamanda ekonomi ile buluşturulacak. Üniversitemiz kampüs alanına 6 kulübe yaptık bunların iki tanesi kenevir esaslı diğerleri ile mevcut piyasada kullanılan malzemeler ile yapıldı. Farklı türde yapılan kulübelerde ölçümler yapılacak. Piyasada kullanılan ısı malzemelerinin yangın mukavemetleri çok yüksek. En ufak kıvılcımla binalar yanabiliyor. Kenevir esaslı yapı malzemelerin de yanma mukavemetleri çok düşük. Bu da binalardaki bu tür risklerin önüne geçilmesini sağlayacak” diye konuştu.