Bozok Üniversitesi Mehmet Akif İnan Vakfı, Eğitim Bir-Sen Yozgat Şubesi ve Akademik Düşünce Eğitim Medeniyet Topluluğu ortaklığında ‘Doğumunun 100.Yılında Abbas Sayar’ Sempozyumu düzenlendi.
Bozok Üniversitesi Mehmet Akif İnan Vakfı, Eğitim Bir-Sen Yozgat Şubesi ve Akademik Düşünce Eğitim Medeniyet Topluluğu ortaklığında ‘Doğumunun 100.Yılında Abbas Sayar’ Sempozyumu düzenlendi.
Yozgat’ın Değerleri etkinlikleri kapsamında ilki gerçekleştirilen ve Üniversitenin Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen sempozyuma Rektör Prof. Dr. Evren Yaşar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Mehmet Akif İnan Vakfı Başkanı Hıdır Yıldırım, Ahmet Şevki Ergin Kültür ve Hizmet Vakfı Başkanı Dr. Ali Şakir Ergin, Yozgat İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak, Eğitim Bir Sen Yozgat Şube Başkanı Kenan Şerefli,Yozgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Osman Hakan Kiracı, ANKA Ajansı Yozgat Temsilcisi Seyfi Çelikkaya, Şair-Yazar Abbas Sayar’ın oğlu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar ve öğrenciler katıldı.
Sempozyum kapsamında Abbas Sayar’ın örnek hayatı, edebi eserleri, şairliği ve şiirleri, Modern ve Klasik Türk Edebiyatına etkileri, eserlerinde kullandığı dil ve üslubu ele alındı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Mehmet Akif İnan Vakfı Başkanı Hıdır Yıldırım kıvrak keyifli bir üslupla Anadolu insanını çeşitli yönleriyle ele alan, ortaya koyduğu eserleriyle Yozgat’ı aşmış, Yozgat’ın önemli bir değeri olarak bilinen Abbas Sayar’ı Yozgat Bozok Üniversitesi ev sahipliğinde anmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşa’da üniversite ve şehir bütünleşmesi adına bilimsel etkinlikler düzenlediklerini Cumhuriyetin 100’üncü yılına yakışır etkinlikler yaptıklarını belirtti.
Yozgat için değer atfeden önemli bir isim olan Abbas Sayar’ı anmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Rektör Yaşar, Sivil toplum kuruluşlarının üniversite ile birleşmesinin halk ile üniversite bütünleşmesini sağladığını ifade etti. Yaşar, “Değerlerimiz ortak, hedefimiz, ülkümüz belli. inandığımız bu ülkü ve hedefler doğrultusunda çalışmaya her zaman devam edeceğiz. Yozgat’ın değerleri dizisinin ilkini şair-yazar merhum Abbas Sayar ile başlıyoruz. Bu kültürel faaliyetlerimizi artırarak devam edeceğiz” dedi.
Abbas Sayar’ın oğlu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, babası Abbas Sayar’ın hayatı, romanlarındaki hayatlara benzer ya da o, romanlarını kendi hayatından aldığı ilhamla yazdığını söyledi. Edebiyatın şiir, roman, hikâye ve anı gibi türlerinde eserler veren babası Abbas Sayar’ın çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Sayar, konuşmasının devamında ; “Türk Edebiyatının önde gelen isimlerinden babam Abbas Sayar, yazarlığının yanı sıra gazetecilik ve yayıncılık da yapmış, matbuat hayatımıza katkı sağlamıştır. Yozgat’ın sıkışmışlığını dert edinen bu haleti ruhiyede edebi ürünler ortaya koydu. Mizacı açısından bakıldığında aşırı insan ve doğa sevgisiyle dolu duygusal, iyi yürekli, merhametli, cömert, rint meşrep bir kişiliğe sahiptir. Şiirlerinde yaşama sevinci, ümit, hasret, acıma, aşk, hayranlık, heyecan, sadakat, hoşgörü, dostluk, iyi niyet, kaçış, gurbet, yalnızlık, kin, nefret, öfke, güvensizlik, kırgınlık, ıstırap, keder, acı, itilmişlik, terk edilmişlik, çaresizlik, ümitsizlik, isyan, yenilmişlik, umutsuzluk, bıkkınlık ve pişmanlık gibi konularda işlediği başlıca temalardır. Doğumunun 100.Yılında babam Abbas Sayar’ın sempozyumla anılmasını şükranla karşılıyorum” ifadelerini kullandı.
KİRACI VE ÇELİKKAYA ABBAS SAYAR İLE İLGİLİ ANILARINI ANLATTILAR
Sempozyum kapsamında şair-yazar merhum Nail Abbas Sayar’ın hayatına tanıklık eden dostlarının hatıratları, akademisyenler tarafından edebi hayatı ve eserleri irdelendi.
Yozgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Osman Hakan Kiracı, Abbas Sayar ile yaklaşık 30 yıl mesleki birlikteliği olan biri olarak, onu anlatmaktan, onun ile yaşadığı bazı hatıraları ifade etmekten son derece mutlu olduğunu söyledi. Eğer Abbas Sayar yaşamış olsaydı ve bugünleri görseydi çok mutlu olacağına inandığını dile getiren Kiracı, ‘’Yozgat’ta bir şairimiz daha var Hüzni baba, onun da çok güzel sitemkar bir şiiri vardı. Abbas ağabey bir gün gelecek Hüzni baba gibi bizimde kadrimizi sonradan anlayacaklar demişti. Bu gün onun hatıralarını, felsefesini, vizyonunu konuşacağız. Bu çok güzel bir imkan. Abbas abi çok derinlikli bir insan onu tanımak onunla uzun sohbetler yapmak, beraber olmak bir şanstı. Ben de o şanslı insanlardan biriyim. Onu Ayvalık’a giderken, Ankara’ya kadar ben götürdüm ve onu otobüs ile uğurlamıştık. Yolda bana şunu söylemişti. Hakan bak göreceksin eğer günün birinde benim kitaplarım yabancı dile çevrilirse, özellikle Avrupa’da Fransa’da gibi, Abbas Sayan o zaman daha iyi anlaşılacak dünya tanıyacak demişti. Şimdi Abbas Sayar sadece bir gazeteci, yazar, edebiyatçı değildi. Abbas Sayar öncelikle güzel insandı. Yüreği insan sevgisiyle dolu, memleket sevgisiyle dolu, harika bir insandı. Türk edebiyatının yeşitirdiği en önemli yazarlardan biriydi. Abbas Sayar’ın uslubu, kaleminin kıvraklığı diğer ünlü yazarlardan daha iyidir. Abbas abi sadece şair, edebiyatçı, yazar değil ay zamanda bir ressam, büyük bir düşünür. Yanı düşünceleri, yazdıkları ile gelecek nesillere yüz yıllar ötesine ışık tutacak bir felsefe adamıydı’’ dedi.
Gazeteci Seyfi Çelikkaya ise, gençlik ve olgunluk döneminde Yozgat insanına aykırı bir insan olduğunu ifade etti.
Çelikkaya, şöyle devam etti: “Giyimi, yaşantısı, düşüncesi, yazdıkları, anlattıklarının önemli bölümünü Yozgat insanı aykırı buluyordu, öyle düşünüyorum. Çünkü, o dönemleri yaşamadım bilmiyorum ama Abbas Sayar denildiğinde anlatılanlardan, verilen tepkilerden böyle bir kanıya vardığımı söyleyebilirim. Tanıdığım Abbas Sayar, çok farklı birisidir. Bir zamanlar, Yozgat insanına aykırı olan Abbas Sayar’a özellikle 12 Eylül 1980 sonrasında bu kez Yozgat insanı aykırı gelmeye başladığını, bunun sonucunda da ‘Yozgat var, Yozgatlı yok’ makalesini, devamında da yazı serisini kaleme aldı. Abbas abi, üstat hoş sohbet birisiydi. Birçok sohbetine de iştirak ettim. Askeri Gazino, şimdi fırın olan Merkez Lokantası ve yine yok olan Çamlık Gazinosu Abbas abinin sohbetlerini yaptığı, dostlarıyla birlikte olduğu önemli mekanlardı. Çamlık Gazinosu, Abbas abinin özellikle resim çalışmalarını yaptığı bir mekandı. Masaya, kağıt parçalarına, kolonlara, duvara yaptığı resim çalışmalarını bir bölümünü işletmenin sahibi rahmetli Mustafa Sargın, fotoğraflarını çektirip, duvara asmıştı. Bazı resimleri ise duvarda kalmıştı. Daha sonraki işletmeci rahmetli Yaşar Salman da resimlere dokunmamış, bina yıkılana kadar da resimler mekanda kalmıştı, sonra ne oldu bilmiyorum. Abbas abi, bir dönem Sayarlar ailesine ait, rahmetli Abdullah Koçak ve rahmetli Naci Şahin tarafından işletilen Sayarlar Oteli’nin bir odasında kalıyordu. O dönem daha sık Abbas abi ile görüşme imkanım oldu. Abbas abinin şiirleri, noktaları, resim çalışmaları ve romanlarının hepsinin farklı bir öyküsü vardır. Yani ilham geldi, yazayım, çizeyim değil. Yaşanmışlıklar şiir olur, resim olur, noktalarda anlamlı söz oluyordu. O dönemde Abbas abi, şiir ve noktalarının hikayelerini anlatacak, ben kasete alıp, deşifresini yapacaktım. Sonrasında da kitap haline getirecekti. Birkaçını anlattı, yazdım ama devamını getiremedik. Bunun nedenlerinden birisi; aslı ‘Tarlabaşı salkım saçak’ olan, ancak yayıncının önerisi ile ‘Anılarda yumak, yumak’ adlı romanına son şeklini verip, yayınevine gönderebilmek için Çamlık Gazinosu üzerinde bulunan İl Özel İdaresine ait misafirhaneye yerleşmiş.
Yozgat var Yozgatlı yok başlıklı makale, o yıllarda sahipliğini Osman Hakan Kiracı’nın yaptığı Yozgat gazetesinin Bayrak özel sayısında yayınlandı. Sonrasında ise, gelen olumlu olumsuz tepkiler doğrultusunda yazı dizisine dönüştü. Yine sayın Kiracı’nın sahibi olduğu Yozgat gazetesinin her hafta Salı günleri yayınlanan nüshalarında yayınlandı. Abbas abi Yozgat’ta başladığı yazı dizisini Ayvalık’ta da sürdürdü. Bu vesile ile kendisini rahmetle minnetle yad ediyorum”
Konuşmaların ardından Rektörü Prof.Dr.Evren Yaşar günün anısına Şair-Yazar Abbas Sayar’ın oğlu Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar’a plaket takdiminde bulundu. Sempozyum kapsamında şair-yazar merhum Nail Abbas Sayar’ın hayatına tanıklık eden dostlarının hatıratları, akademisyenler tarafından edebi hayatı ve eserleri irdelendi.