İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy, vefatının 86. yıl dönümü dolayısıyla Yozgat’ta Merkez Ortaokulu öğrencileri tarafından hazırlanan programla anıldı.
İl Kültür Müdürlüğü Konferans salonunda düzenlenen anma programına Yozgat Valisi Ziya Polat, Belediye Başkanı Celal Köse, Cumhuriyet Başsavcısı Recep Sevgili, İl Emniyet Müdürü Kenan Şaban Süzgün, POMEM Müdürü Zafer Kişi, Alay Komutanı Halil Başer, Yozgat İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yazıcı, daire müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Program Saygı Duruşu ve İstiklal marşının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunmasıyla başladı.
Merkez Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Mümin Çakır günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
Çakır, “Mehmet Akif (1873-1936); şair, düşünür, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, mütercim ve siyasetçidir; hem “ vatan şairi” hem de “ milli şair”dir. Akif’in doğumundan üç yıl sonra Sultan II. Abdulhamid tahta çıkmıştır. Akif’in çocukluk, gençlik, hatta yetişkinlik çağının tamamı Sultan Abdulhamid’in padişah olduğu döneme tekabül eder. Dört yaşında ilk mektepte tahsile başlayan Akif’in rüştiye yıllarında etkisinde en çok kaldığı isim, hocası Kadri Efendi’dir. Akif hafızdır. Hem de demir hafızdır. Rüştiye mektebinde devam ederken kelam-ı ilahiyi hıfzederek onun muhafızı olur.
Okuma arzusu ile dopdoludur. Kitap okumak onun için hayat memat meselesidir. Hafız’ın Divan’ını, Sa’di’nin Gülistan’ı, Mevlana’nın Mesnevisi, Fuzuli’nin Leyla İle Mecnun’u okuduğu temel eserlerdendir. “Milletlerin refahı için iki güç lazımdır” der: Marifet(ilim ve fenlerle tahsil olunan malumat) ve fazilet (irfan kazanan yüksek ahlak derecesi). Marifet, ilk önce, ahaliye saadet verecek tüm sebepleri getirir; sonra fazilet gelerek, o birikmiş, duran sebepleri alır, memleketin hayırlı yükselişine tahsis etmek üzere harcar. Şayet bir millette marifet kudreti olmazsa, sadece faziletle yükselemez, zayıf düşer. Farz edelim, bir millette marifet var, ama fazilet yok olmuşsa, o millet sınırsız felaketlere maruz kalır. İnsanların ruhunu zehirleyen yara işte budur; öyle bir musibettir ki o, vebaya rahmet okutur.
Eğitimde bilimsellik ve millilik hususunda çok hassastır. Marifet ve faziletin birbiri içerisinde mezc olunduğu, çalışkan ve sabırlı gençlerin yetiştirilmesi için yeni bir okul modelinin gerçekleştirilmesine büyük önem veren Akif, her milletin kendine mahsus, diğer milletlerden farklı örfleri, adetleri, din ve ahlak anlayışları olduğuna dikkat çeker. Akif, bulunduğu kabın şeklini alan ruhsuz ve cıvık bir şahsiyet değil; şeklini sıcakta, soğukta, borada, kasırgada muhafaza eden bir karakter abidesidir. Onu tek başına anlatmaya Çanakkale şehitleri için yazdığı şiir kâfidir. Onun hayalindeki gençlik doğru, dürüst, karakterli, şahsiyetli, yalansız, garazsız, ivazsız ve hak namına işleyen bir gençlik modelidir.”diye konuştu.