Yozgat’ın manevi değerlerinden olan Şeyhzâde Hacı Ahmet Şevki Ergin Hoca Efendi ebediyete irtihalinin 20.nci seneyi devriyesinde sevenleri tarafından sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarla sevgi, saygı ve rahmet anıldı.
Yozgat’ın manevi değerlerinden olan Şeyhzâde Hacı Ahmet Şevki Ergin Hoca Efendi ebediyete irtihalinin 20.nci seneyi devriyesinde sevenleri tarafından sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarla sevgi, saygı ve rahmet anıldı.
Yozgat’ta 7 Ocak 2002 tarihinde ebediyete irtihal eden Şeyhzâde Hacı Ahmet Şevki Ergin Hoca Efendi vefatının 20.nci yılında da sevenleri tarafından rahmet ve minnetle anıldı.
Vatandaşlar sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarda; “Yozgat’ımızın manevi mimarlarından edeb ve ilmin temsilcisi Şeyhzâde Hacı Ahmet Şevki Ergin Hoca Efendi’mizi ebediyete irtihalinin 20’nci seneyi devriyesinde rahmetle anıyorum.
Efendim Sizlerlerle aynı şehirde olmak gönüllerimize huzur vermekte.
Ey Allah’ım bizleri de sevdiğin kullarınla haşreyle (Amin)” diyerek duygularını dile getirdi
ŞEYZADE AHMET EFENDİ
Medrese tahsilini Yozgat’ta yapan Ahmed Efendi genç yaşta tasavvufa ilgi duydu, Çerkeş’e gidip Şâbâniyye tarikatının Çerkeşiyye kolunun kurucusu Çerkeşî Mustafa Efendi’ye intisap etti, seyrüsülûkünü tamamlayıp ondan hilâfet aldı. Şeyhinin tavsiyesiyle Anadolu’yu dolaştıktan sonra Suriye, Irak ve İran’a gitti. Bağdat’ta Abdülkādir-i Geylânî Türbesi’nde halvete girdi. Çerkeş’e döndüğünde Yozgat ve civarında irşadla görevlendirildi. Şehrin güney tarafında ormanlık dağın eteğinde bir cami-tekke inşa ederek irşad faaliyetine başladı. Sultan Abdülmecid’in saltanatının son yıllarında müridlerinden eski Sivas valisi Münib Mehmed Paşa’nın misafiri olarak İstanbul’a gittiğinde saraya davet edildi. Sultan Abdülmecid, Veliaht V. Murad ve annesi Şevkefzâ Kadın ile tanışma fırsatı buldu. Kendisine bir kılıç ve hazineden yüklü miktarda para ihsan edildi. Ancak yol güvenliğini ileri sürüp parayı almadan İstanbul’dan ayrıldı. Birkaç ay sonra Yozgat mutasarrıfı tarafından kendisine teslim edilen bu parayla cami ve tekkesi için bir vakıf kurdu, emlâk ve arazi satın aldı. Şâbâniyye tarikatının Yozgat ve civarında yayılmasını sağlayan Hacı Ahmed Efendi 1896’da vefat etti ve bugün kendi adıyla anılan caminin avlusuna defnedildi. Bir yıl sonra oğlu Muhyiddin Efendi kabrinin üzerine bir türbe yaptırdı, türbesi bugün ziyaretgâhtır. Şeyh Ahmed Efendi’nin iyi bir güreşçi, yüzücü, at binici, gürz sallayıp kılıç kullanmakta mahir bir sporcu olduğu, uzun bir ömür sürdüğü ve 125 yaşında vefat ettiği nakledilmektedir.
“Terkiyâ” mahlasıyla şiirler yazan Hacı Ahmed Efendi’nin bir divanı olduğu söylenirse de eser günümüze ulaşmamıştır. Bazı şiirleri torunlarından Ömer Faruk Ergin tarafından yayımlanmıştır (Mâverdî, Edebü’d-din ve’d-dünyâ içinde, Ankara 1974, s. 141-158). Hacı Ahmed Efendi’nin vefatından sonra tekkesinde oğulları Muhyiddin Efendi, Sadreddin Efendi, torunlarından Ethem Efendi, ardından altı ay kadar aile dışından Damadzâde Necib Efendi şeyhlik yapmış, şeyhlik makamı son olarak beşinci oğlundan torunu olup Şeyhzâde Ahmed Efendi diye tanınan Ahmet Şevki Ergin’e intikal etmiştir. 1906’da doğan Şeyhzâde Ahmed Efendi babası Abdullah Ârif Efendi’yi küçük yaşta kaybetti. Yozgat’ta başlayıp İstanbul’da sürdürdüğü öğrenimini rahatsızlığı sebebiyle tamamlayamadan Yozgat’a döndü. 1925’te ilk mektep öğretmeni olarak memuriyete başladı. Maarif Vekâleti’nin çeşitli kademelerinde kırk yedi yıl görev yaptıktan sonra 1971’de emekliye ayrıldı. 1942-1987 yıllarında dedesinin camisinde fahrî olarak imamlık görevini üstlenen Şeyhzâde Ahmed Efendi, Halvetî-Şâbânîliğin yanı sıra Erbilli Esad Efendi’nin halifelerinden Mustafa Hulusi Efendi’den (Arınmış) Nakşibendî-Hâlidî, Damadzâde Necib Efendi’den Kādirî hilâfeti almıştı. Ahmed Efendi 1992 yılında girdiği şeker koması yüzünden son on yılını yatağa bağlı geçirdi ve 7 Ocak 2002’de vefat etti. 2009 yılında ailesi tarafından Ahmet Şevki Ergin Kültür ve Hizmet Vakfı kurulmuştur.