Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Yozgat İl Temsilciliği tarafından “Asımın nesli” adlı seminer verildi.
Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Yozgat İl Temsilciliği tarafından “Asımın nesli” adlı seminer verildi.
Seminere Alperen Ocakları İl Başkanı Mustafa Çıtak, Alperenler ve konuşmacı olarak Emekli öğretmen, Araştırmacı-Yazar Yusuf Karakaya katıldı.
Karaya, Alperenlerle birlikte olduğu için mutlu olduğunu belirterek, “Sizin gibi genç Alperenlere bu konuyu anlatacağım için büyük heyecan duyuyorum. Rahmetli cennet mekân Mehmet Akif Ersoy; “Asım’ınnesli. diyordumya nesilmiş gerçek, İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.” Derken burada Safahat’taki 6 bölümden biri olarak “Asım “ bölümünü, Asım’ı ise Hocazade’nin oğlu olarak ele almıştır. Fakat bazı yazarlar “Asım’ın Nesli” derken sahabelerden Asım bin Sabit(r.a) olarak değerlendirme yaparlar. Ben de bu kanaatteyim. Çünkü Asım’ı tüm okuduğumuz zaman “Haksızlık karşısında hiçbir zaman susmayan ve ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’.” Hadis-i şerifine paralel bütün kötülükleri önlemeye çalışan bir insan olarak tanıtmaya çalışılıyor. Yani merhum Akif’in burada Asım bin Sabit(r.a)i kastettiği inancındayım.”dedi.
CEHALET VE KİBİR DÜŞMANDIR
Alperen Ocaklarının iki düşmanı olduğunu bunlardan biricinin cehalet diğerinin ise kibir olduğunu
Vurgulayan Karakaya, “Bizim Alperen Ocakları gibi ulvi bir vakfımız var. Alperen Ocakları’nın iki tane düşmanı var; biri cehalet diğeri ise kibirdir. Ben Alperen Ocakları’na gidiyorum diyen gencin örnek teşkil etmesi gerekiyor. Örnek teşkil eder ve gönüllere hitap ederse gönülleri kazanır. Bu yüzden Peygamber Efendimizin(sav) önem verdiği gençliğin iyi yetişmesi gerekir. Arşın gölgesinden faydalanacak olan sınıf Allah ve Resulünün yolundan giden gençliktir. İşte bu gençlik Asım’ın gençliğidir. Peki, kim bu Asım? Sahabelerden olan Asım bin Sabit (r.a), genç yaşına rağmen kendisini yetiştirmiş bir sahabedir. Bir kabile intikam alabilmek için Peygamber Efendimiz(sav)’e gelip;“Ya Resulullah(sav) biz İslam’a yeni girdik, emir ve yasakları bilmiyoruz, bize amelleri öğretecek bir hoca gönder.” diyorlar. Peygamberimiz (sav) Asım bin Sabit (r.a) başkanlığında bir heyet gönderir. Giderken nehir kenarında heyeti 100 düşman çevirir; şehit ve teslim olanlar olur. Asım (r.a) daha öncesinde Allah’a şöyle yalvarıyor; “Ya Rabbi ben müşriklerle hiçbir zaman temas etmeyeceğim, müşrikleri de bana temas ettirme.” diye dua ediyor. Orada Asım (r.a) şehit olur. Asım (r.a)’ın bir düşmanı vardır. Uhud’da Haris isminde bir müşriki ağır yaralar. Harisin annesi olan Süleha, “Asım’ın kellesini getirenlere 100 deve vereceğim”der. Asım (r.a)’ı şehit edenler bunu bildikleri için hemen Asım (r.a)’ınkellesini kesecekleri zaman Cenâb-ı Allah(cc) Asım (r.a)’ın başına milyonlarca arıyı yollayarak onların yaklaşmasını engelliyor. İçlerindeki adamlardan biri gece arılar gider demesiyle geceyi beklerler. Gece olunca da şimşekler çakmaya, yağmur yağmaya başlar ve Asım’ı kimse bulamaz. Asım’ (r.a)ın bu cehdini Akif; “Asım’ın Nesli” olarak ifade etmektedir. Mehmet Akif Ersoy’un hayatını okullarımızda ders olarak okutmak gerekir. Çünkü Mehmet Akif, Peygamber Efendimizin(sav) izinden giden bir insandı. Aynı şekilde Muhsin Yazıcıoğlu da böyle bir liderdi. “Allah’ın emirleri ve Rasulullah’ınrisaleti dışında mutlak hakikat tanımıyoruz” diye yola çıkmış bir kuldu. Sizlerde Muhsin Başkan’ın Alperenleri olarak İlay-ı Kelimetullah için Nizam-ı Âlem davasının sancaktarlarısınız. Sizler “Asım’ın Nesli” ifadesinin tezahürüsünüz. Doğana beşik, ölene tabut olacak idealist gençlersiniz. Allah(c.c) Peygamber Efendimizin(sav) yolundan ayırmasın.”