Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Yozgat Şube Başkanı Kenan Şerefli, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat döneminin, geleceğe yönelik çizilen hedeflerin uzağında, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün yeni döneme devredilmesiyle sona erdiğini söyledi.
Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Yozgat Şube Başkanı Kenan Şerefli, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat döneminin, geleceğe yönelik çizilen hedeflerin uzağında, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün yeni döneme devredilmesiyle sona erdiğini söyledi.
Eğitim Bir Sen Yozgat Şube Başkanı Şerefli, yaptığı açıklamada eğitim camiasının 2019-2020 eğitim-öğretim yılı 1. dönemini değerlendirdi.
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİN KADRO VE EŞİT HAK BEKLENTİSİ KARŞILANMALI
Sözleşmeli öğretmenlerin kadro ve eşit hak beklentisinin karşılanması gerektiğini vurgulayan Şerefli, “Üç yıllık hizmet süresini tamamlayan sözleşmeli öğretmenlere yer değişikliği hakkı tanınması, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun taslağının hazırlanması, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir çalıştay yapılması gibi bazı adımların dışında beklentileri karşılayacak bir iş ve işlem hayata geçirilmemiştir. Sözleşmeli öğretmenlerin kadro ve eşit haklar beklentisinin karşılanmaması, 3600 ek gösterge artışı sözünün gereğinin yerine getirilmemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili belirsizlik, öğretmen atama ve yer değiştirme süreçlerine ilişkin bir sistemin oluşturulmaması, unvan değişikliği sınavları konusunda somut bir girişimde bulunulmaması gibi pek çok sorun çözüm bekliyor.
2023 EĞİTİM VİZYONU RAFTA, HEDEFLER ASKIDA KALMAMALIDIR
2023 Eğitim Vizyonunun rafta, hedeflerinde askıda kalmaması gerektiğini vurgulayan Şerefli, “Ülkemizin eğitim sisteminin gelecek projeksiyonunu betimleyen 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nin içerdiği tespitler ve hedefler her geçen gün umut olmaktan çıkmakta, belirsizlik ümitleri söndürmektedir. Vizyon Belgesi’nde yer alan takvim doğrultusunda hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik çabaların yetersiz kaldığı endişesiyle birlikte, sürecin katılımcılıktan uzak, eğitim paydaşlarının görüş ve katkılarının dışarıda bırakılarak yürütüldüğünü görüyoruz. Paydaşların görüş, öneri ve eleştirilerinin hesaba katılmadığı, istişare mekanizmasının devre dışı bırakıldığı bir çalışmanın memnuniyet katsayısı da başarı oranı da düşük olacaktır.”diye konuştu.
ŞİDDETE BAŞVURMANIN BEDELİNİN AĞIR OLDUĞU YASAL BİR DÜZENLEME YAPILMALIDIR
“Şiddete başvurmanın bedelinin ağır olduğu yasal bir düzenleme yapılmalıdır.” diyen Şerefli, “Şiddetin her geçen gün arttığını, farklı faillerle yeni kulvarlar bulduğunu, bedelini de eğitimcilerin ve tüm toplumun ödediğini üzülerek müşahede ediyoruz. Şiddeti önleyecek, eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak yasal düzenlemelerin yapılması artık kaçınılmazdır. Bunun için, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesi; eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.”şeklinde konuştu.
YARIYIL, EĞİTİM YÖNETİCİLERİ İÇİN SORUNLARA ODAKLANIP ÇÖZÜMLER ÜRETME DÖNEMİ OLMALIDIR
Şerefli, “Eğitim-Bir-Sen olarak, birinci kanaat döneminin öğrencilerimiz için aktif bir dinlenme dönemi olmasını temenni ediyor, geleceğimize verdikleri emeklerden dolayı eğitim çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu.